Arabuluculuk, uyuşmazlık yaşayan kişilerin, tarafsız bir üçüncü kişiden yardım alarak aralarındaki konuları müzakere ettikleri bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Arabuluculuk devlet yargısına ve tahkime bir alternatif değil tarafların mutabık kalması halinde iyi bir seçenek olarak kabul edilmektedir. Arabuluculuk çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de kanunla düzenlenmiştir. 6325 sayılı kanun arabuluculuğun ilkelerini, tarafların ve arabulucunun hak ve yükümlülüklerini ve sürecin işleyişini ve sonuçlarını sade bir dille düzenlemiştir. Genel olarak tarafların üzerinde sulh olabilecekleri ve feragat edebilecekleri uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişlidir. Bu uyuşmazlıklar kanunun deyimiyle tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği uyuşmazlıklardır. Örneğin işçi-işveren uyuşmazlıkları, ticari uyuşmazlıklar, kira uyuşmazlıkları, tüketici uyuşmazlıkları, boşanmadan sonraki aile uyuşmazlıkları arabuluculuğa elverişlidir. Buna karşın çözümü için mutlaka mahkeme kararına ihtiyaç duyulan boşanma gibi uyuşmazlıklarla çekişmesiz yargı işleri ve aile içi şiddet iddiası içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. Arabuluculuk, tarafların uyuşmazlıklarını kendileri kadar iyi bilmeyen ve kendileri kadar iyi çözüm üretemeyecek yargıya terk etmek yerine kendi çözümlerini kendi üretebilecekleri ve iki tarafı da mümkün olduğunca memnun edebilen çözümlere ulaşılabilecekleri bir yol olduğu için önemlidir. Öte yandan ekonomik ve hızlı olması ve ilişkileri koruması yargı yoluna göre en önemli yanıdır.