1- Ticari İşletme Kavramı: İşletme, bir girişimci tarafından ekonomik çıkar sağlamak amacıyla emek ve sermayenin bağımsız şekilde bir araya getirilmesidir. Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) ticari işletme özel olarak tanımlanmamış, sadece hangi müesseselerin ticari işletme sayılacağı belirtilmiştir.
Ticaret Sicili Yönetmeliği’ne (TSY) göre “Gelir sağlamak amacıyla devamlı şekilde faaliyet gösteren bir işletmenin ticari işletme sayılması, işletme içinde yürütülen faaliyetin esnaf faaliyetini aşması ile mümkündür”. Esnaf da, TTK’ya göre, “ister gezici ister bir dükkanda veya bir sokağın belli bir yerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti nakdi sermayesinden daha çok beden çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahibi kişidir”.
2- Ticari İşletmenin Unsurları
3- Rehin Hakkı Kavramı
Rehin hakkı, bir alacağı teminat altına alan ve alacak zamanında ödenmediği takdirde, sahibine, rehin konusu şeyi Devletin bu konuda yetkili kıldığı organlar aracılığıyla sattırıp, bedelinden alacağını alma yetkisi veren; herkese karşı ileri sürülebilen bir haktır. Rehin hakkı, borçluya veya üçüncü şahsa ait eşyalar üzerinde söz konusu olur.
Rehin hakkının konusu kural olarak eşyadır. Bu eşya taşınır olabileceği gibi taşınmaz da olabilir.
Taşınmazlar üzerinde rehin hakkı, taşınmazın tapu siciline tescili ile, taşınır mallarda ise, taşınır üzerindeki kullanım hakkının doğrudan borç verene devredilmesiyle doğar.
Söz konusu alacağın herhangi bir nedenle sona ermesi rehin hakkının da sona ermesine yol açar.
4- Ticari İşletme Rehni
Ticari işletme rehni, Ticari İşletme Rehni Kanunun 1.maddesi uyarınca ticaret veya esnaf ve ticaret siciline kayıtlı bir işletme üzerinde kurulabilir.
Medeni Kanun’un 940/II. maddesine göre; “Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için, kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabilir” denilmek suretiyle, bir ticari işletmenin menkul işletme tesisatını oluşturan motorlu araçlar üzerinde teslimsiz rehin hakkı, örneğin; motorlu taşıtlar üzerinde trafik sicilinde rehin imkanı da sağlanmış bulunmaktadır.
TANIMI DAHA AÇALIM
5- Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi ve Tescili
Ticari işletme rehni için ilk olarak bir rehin sözleşmesinin hazırlanması gerekir. Rehne dahil edilen unsurların ayırtedilebilmelerini mümkün kılacak özelliklerin bulunduğu rehin sözleşmesi, işletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki noter tarafından re’sen düzelenir (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 7). Dolayısıyla, sadece tasdikli rehin sözleşmesi, ticari işletme rehninin kurulması için yeterlidir. Rehin sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren 10 gün içinde ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu ticaret siciline tescili zorunludur (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 5). Tescil işleminden sonra rehin hakkı, ticaret veya esnaf ve sanat sicil memuru tarafından yapılacak bildirim üzerine şubelerin bulunduğu yer siciline de kaydolunur.
Ticari işletmenin üçüncü kişinin borcu için rehnedildiği hallerde tescil, yine işletmenin kayıtlı bulunduğu sicilile yapılır ve üçüncü kişinin (kredi borçlusunun) ad ve adresi de sicilde gösterilir.
Tescilden sonra işletme sahibinin işletmesini sicil bölgesi dışında bir yere nakletmesi halinde sicil memuru, rehin kaydının bir örneğini işletmenin nakledildiği yerdeki sicile işlemek üzere ilgili sicil memuruna gönderir (Ticari İşletme Rehni Sicili Hakkındaki Tüzük madde 7).
Tescil edilebilecek hususlar, Ticari İşletme Rehni Kanunun 6. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre, alacaklının ticaret ünvanı, adres ve ikametgahı, alacağın Türk Lirası olarak miktarı, alacak miktarı belli değilse ticari işletmenin ne miktar için teminat teşkil edeceği ve alacak faizli ise faiz oranı sicile kaydolunur.
Rehin hakkı tescil işlemiyle doğmuş olur. Tescil harç ve masraflarının hangi tarafa ait olacağı rehin sözleşmesinde belirtilmelidir. Ticari işletme rehni sicili, alenidir. Herkes sicilde bir kayıt bulunup bulunmadığını, varsa niteliği hakkında sözlü veya yazılı bilgi verilmesini sicil memurundan isteme hakkına sahiptir (Ticari İşletme Rehni Hakkında Tüzük madde 4).
Ticari İşletme Rehni Kanununun 7.maddesi uyarınca, ticari işletme üzerindeki rehin hakkı sicil memuru tarafından yapılacak bildirim üzerine markalar, patentler gibi sınai haklar için Türk Patent Enstitüsü’nce tutulan sicile; maden siciline; motorlu araçlar için nakil vasıtaları siciline ve işletmenin şubelerinin bulunduğu yer sicillerine kaydedilir. Eğer işletmenin üzerinde faaliyet gösterdiği gayrimenkul, işletme sahibine aitse yine sicil memuru tarafından yapılacak bildirim üzerine durum, tapu kütüğünün ilgili sayfasındaki beyanlar hanesine kaydolunur (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 7; Ticari İşletme Rehni Hakkında Tüzük 6/a). Ticari işletme içinde, sicile kayıtlı gemiler varsa, rehin, geminin bağlı bulunduğu gemi siciline de işlenir (Ticari İşletme Rehni Hakkında Tüzük madde 6/e).
6- Rehin Sözleşmesinin Tarafları
Sözleşmenin tarafları, Ticari İşletme Rehni Kanunu 2/I. maddesi uyarınca, tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi kurumları, kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz kurumlar ve kooperatifler ile sicile kayıtlı esnaf işletmesinin ya da ticari işletmenin maliki arasında yapılır.
Tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi müesseseleri tabiri, esas itibariyle anonim şirket şeklinde kurulmuş bankaları ifade eder. Bu ibarenin kapsamına, Bankalar Kanunu’ nun 96. maddesi ve 16/12/1983 tarih ve 83/7506 satılı Kararname Hükümleri çerçevesinde faaliyet göstermek üzere anonim şirket şeklinde kurulan özel finans kurumlarını da dahil etmek gerekir.
Lehine ticari işletme rehni kurulan kişinin, sonradan rehinli alacağını başkalarına devretmesi mümkündür. Alacağı devralan kişi, sözü edilen kurumlardan olmasa dahi rehin hakkından yararlanmaya devam eder. Yani rehin sözleşmesinin ticari işletmeyle yapılması yeterlidir. Sonradan alacaklı tarafın değişmesi, rehnin son bulmasına neden olmaz.
Ticari işletme rehnine ilişkin sözleşmenin diğer tarafı ise sicile kayıtlı esnaf işletmesinin veya ticari işletmenin sahibi olan kişidir.
İşletme sahibi, üçüncü kişinin borcu için de işletmesini rehnedebilir. Ancak kredili satış yapan müesseselerin rehin hakkı, özellikle vadeli satışa konu teşkil eden makine, araç, alet, motorlu taşıt araçları üzerinde doğacağından, bu halde, bir başkasının borcu için ticari işletme üzerinde rehin kurulabilmesi mümkün değildir.
İşletme sahibinin temsilcisi, ticari mümessil konumunda olsa bile, özel olarak yetkilendirilmedikçe, ticari işletmenin rehni için sözleşme yapamaz.
Anonim şirketlerde, yönetim kurulu, şirket anasözleşmesinde özel bir kayıtta yer almamış olsa bile, ticari işletme rehni kurulması hususunda karar almaya yetkilidir. Kollektif şirketlerde ise, ticari işletme üzerinde rehin hakkı kurulması, TTK’nun 165/II. maddesinde sözü edilen olağanüstü işlerden saymak gerekir.
7- Ticari İşletme Rehninin Kapsamı
Rehin kapsamına giren unsurların tam listesi Ticari İşletme Rehni Kanunu’ un 3. maddesindebelirtilmiştir.
Bunlar;
a)Ticaret ünvanı ve işletme adı;
Tacirin, ticari işlerinde kullandığı isme ticaret ünvanı denir. İşletme adı ise, işletmeyi benzer işletmelerden ayırır. Ticaret ünvanının aksine işletme adı kullanma mecburiyeti yoktur. Bu itibarla Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 3/II’ deki zorunluluk, eğer işletme adı kullanılmıyorsa, bu rehin kapsamı dışında bırakılamaz.
Kredili satış yapan müesseselerin rehin hakkı, münhasıran vadeli satışa konu teşkil eden makine, araç, motorlu nakil araçları üzerinde kurulacağından, bu halde ticaret ünvanı ve işletme adı rehin kapsamı dışındadır.
Rehnin paraya çevrilmesi aşamasında icra memurunun, satılacak unsurları ve satışın kapsamını belirleme yetkisi vardır (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 15/II). İcra memuru bu yetkisine dayanarak, ticaret ünvanını, ancak kesin zorunluluk bulunan hallerde tüm ticari işletme ile birlikte satışa çıkarmalı; diğer unsurlar gibi paraya çevirmemelidir. Böylece ticaret ünvanının, işletmeden ayrı olarak devredilemeyeceği yolundaki hükme (Türk Ticaret Kanunu madde 51/I) sadık kalınmış olur.
b)Rehin tescili anında mevcut ve işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olan makina, araç, alet ve motorlu nakil araçları;
Menkul işletme tesisatının rehnin kapsamına girmesi, bunların, rehnin tescili anında mevcut ve işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olmalarına bağlıdır. Dolayısıyla, henüz montaj için hazırlıklara başlanmamış olan ve işletme dışındaki depolarda muhafaza altında bulundurulan makineler, rehin kapsamına dahil değildir.
Menkul işletme tesisatının, işletme malikine ait olup olmamasının kural olarak önemi yoktur. İşletmede kullanılan bazı araçlar bir başkasına ait olsa bile iyi niyetli alacaklılar bunlar üzerinde de rehin hakkını kazanırlar. Ancak bu konuda bazı özel kanun hükümlerini de dikkate almak gerekir. Örneğin, Finansal Kiralama Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca finansal kiralama sözleşmesi, noter tarafından tutulan özel bir sicile kaydedilir ve kayıttan sonra üçüncü kişinin, finansal kiralama konusu mal üzerindeki ayni hak iktisaplarını –rehin hakkı- kiralayana karşı ileri sürülemez. Bu nedenle, makinelerini, finansal kiralama yoluyla temin eden bir işletme üzerinde rehin hakkı kurulması mümkün değildir.
İşletemeye rehnin tescilinden sonra yerleştirilen makine ve diğer menkul işletme tesisatı, otomatik olarak rehnin kapsamına dahil olmaz. Bu yeni unsurlar üzerinde rehin hakkının doğumu için rehin sözleşmesinde noter aracılığıyla değişiklik yapılarak yeni unsurların listeye alınması ve tescili gerekir (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 10/IV). İşletmeye dahil bir unsurun alacaklının muvafakatı alınarak bir başkasıyla değiştirilmesi halinde de, değişikliğin noter marifetiyle listeye işlenmesi lazımdır (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 10/III.)
c)İhtira beratları, markalar, modeller, resimler ve lisanslar gibi sınai haklar;
Taraflar ticaret ünvanı, işletme adı ve menkul işletme tesisatı dışında kalan unsurlardan birini veya birkaçını rehin dışında bırakabilirler.
Ticari işletmeye dahil olmakla birlikte sayılanların dışında kalan unsurlar, rehne dahil edilemez. Örneğin, ticari işletmenin üzerinde faaliyet gösterdiği gayrimenkul, kiracılık hakkı ve müşteri çevresi üzerindeki hakları ticari işletme rehnin kapsamına sokulamaz. Gayrimenkullerin, ticari işletme rehnin kapsamına alınmamasının nedeni, bunlar üzerinde esasen tapu siciline tescil yoluyla rehin tesis edilebilecek olmasıdır. Aynı şekilde, gemi siciline tescil suretiyle rehnedilebilecek sicile kayıtlı gemiler de, rehin kapsamı dışındadır
Gayrimekul rehnine dair hükümlerler, ticari işletmenin rehni hakkında, bu konuda özel hüküm bulunmayan hallerde gayrimenkul rehni hükümlerinden bu kanun hükümlerine aykırı olmayanlar uygulanır (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 20). Ancak Ticari İşletme Rehni Kanunu’ un 6. maddesinde alacağın Türk Lirası olarak gösterilmesini öngördüğüden, yabancı para üzerinden ticari işletme rehni kurulması mümkün değildir.
8- Ticari İşletme Rehninde Üçüncü Kişilerin Durumu
Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 9’ un amacı, ticari işletme rehnin mümkün olduğunca geniş bir çevre tarafından öngürülmesini sağlamak ve üçüncü kişilerin iyi niyet iddiasında bulunmalarının önüne geçmektir. Örneğin, ticari işletme rehninin kurulmasından sonra işletmenin faaliyet gösterdiği gayrimenkul üzerinde ayrıca bir de ipotek tesis olunursa, gayrimenkulün teferruatı niteliğindeki makineler bu ipoteğin kapsamına girer. Ancak bu makineler bakımından, ticari işletme üzerinde rehin hakkına sahip olan kişinin tapu siciline de kayıtlı olan hakkı, ipotekli alacaklınınkine oranla öncelik arz eder. Rehin konusu işletmenin tümüyle devri halinde rehin hakkı, devralana karşı da ileri sürülebilir (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 9/I). Bu hüküm, işletmenin tümüyle devri halinde devralanın, işletmenin kayıtlı olduğu sicili incelemesi gerektiği ve dolayısıyla iyi niyet iddiasında bulunamayacağı düşünülerek konulmuştur. Buna karşılık, rehinden habersiz ticari işletmenin sicil bölgesi dışındaki münferit unsurları üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hakkı iktisap eden iyi niyetli üçüncü kişinin hakkı korunmuş olur (Ticari İşletme Rehni Kanunu 9/II).
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 02/07/1986 tarih ve E.2312, K.2533 sayılı kararında; rehin kapsamına dahil olan makineyi satın alan kişinin, ticari işletme rehni sicilinin aleni olması karşısında, iyi niyet iddiasında bulunamayacağını belirtmiştir.
Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 9’a göre sicil bölgesi dışında üçüncü bir kişinin münferit unsurlar üzerinde ayni hak iktisabından sonra alacaklının rehin rehin hakkı, ticari işletme sahibinin bu üçüncü kişiye karşı sahip olduğu talep üzerinde devam eder. Bu anlamda rehin hakkının kapsamına, henüz işletme sahibine ödenmemiş satış bedeli de dahil olur. Satış bedelinin, işletme sahibine ödenmemesinin önüne geçilebilmesi için de, durumun, işletmeye dahil münferit unsurunu satın alan kişiye bildirmesi gerekir. Bu ihbara rağmen işletme sahibine ödemede bulunan alıcı, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olur.
9- Ticari İşletme Rehninde İşletme Sahibinin Sorumluluğu
Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 10 uyarınca, rehin veren (işletmenin sahibi), işletmenin normal faaliyetlerini sürdürmesi için gerekli her türlü işlemi yapma yetkisine sahiptir.
Ancak rehin veren işletmeyi veya rehne dahil münferit unsurları devretmek, bir ayni hakla takyit etmek, başka yere nakletmek veya başkaları ile değiştirmek isterse, alacaklının muvafakatını almak zorundadır. Söz konusu işlemler için alacaklının muvafakatı alınmadan yapılırsa, bu işlemler sonucunda alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen alacaklının şikayeti üzerine rehin veren kişi, hapis ve ağır para cezasıyla cezalandırılır (TİRK. madde 12). Ayrıca talep üzerine mahkeme, işletme sahibinin kusurunun ağırlığını gözönünde tutarak rehinle temin edilen alacak miktarına ek bir tazminata da karar verebilir (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 11).
İşletmeye dahil unsurların tamamı veya bir kısmı için tazminat ya da sigorta tazminatı ödenmesi gerekirse, alacaklı, bu tazminatlar üzerinde de rehin hakkına sahip olur.
Alacaklı, üçüncü şahısların rehnin sağladığı teminatı tehlikeye düşürecek fiilerin önlenmesi için dava açabilir (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 13).
Alacağın muacceliyet kazanmasından önce yapılan ve işletme sahibinin borcunu ödememesi halinde ticari işletmenin veya işletmeye dahil münferit bir unsurun mülkiyetini kazanmasını öngören sözleşme geçersizdir. Ayrıca rehne dahil her husus, borcun tamamına karşılık olur (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 14).
10- Rehin Alacaklısının, Rehinli Öğelerin Paraya Çevrilmesini İstemesi
Satılacak öğelerin ve satışın kapsamını, alacaklının ve ticari işletme sahibinin haklı yararlarını göz önünde alarak icra memurunca saptanır (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 15). Bunla beraber işlem, rehinle güvenceye bağlanan alacağın tamamının karşılanmasını sağlar.
Alacağı, rehin güvencesine bağlamış alacaklı, cebri icra yolu ile almak isterse, kural olarak ilk önce rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorundadır (İcra İflas Kanunu madde 45). Bu kuralın dışında bulunan ve alacaklıya doğrudan haciz veya iflas yoluna başvurma olanağı veren durumlar;
a)Alacak, bir kambiyo senedine bağlanmışsa
b)İpotekle sağlanmış faiz ve senelik taksit alacaklarında (İcra İflas Kanunu madde 23 ve . 45/III ve Medeni Kanun madde 875, 933)
c)Gemi alacaklıları (yanlızca iflas halinde) (Türk Ticaret Kanunu madde 1242)
d)Rehin hakkından vazgeçen alacaklılar (İcra İflas Kanunu madde 147)
e)Alıkoyma hakkına karşın kiralama halinde (İcra İflas Kanunu madde 23)
Ayrıca, önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapma zorunluluğu, rehin alacaklısının alacak davası açmasına, üst sınır ipoteğinde, ipotek sınırı dışında kalan alacak bölümü için veya varsa dayanışmalı kefile karşı haciz veya iflas yoluyla takip yapmasına engel değildir.
Rehnin paraya çevrilmesi takibinin kesinleşmesi üzerine icra dairesi, rehnedilen malı satar ve bedeli ile rehin alacaklısının alacağını öder. Bu satış bedeli rehinli alacağa yetmiyorsa, işte o zaman açık kalan alacak tutarını sağlamak için, kişisel sorumlulara karşı haciz veya iflas yoluyla takip yapılabilir (İcra İflas Kanunu madde 45).
Alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmakla birlikte, ayrıca rehin kapsamındaki öğelerin ihtiyati hacizini de isteyebilir (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 14/III). İcra memuru, böylece başlayan takip aşamasında satışına karar verilen rehinli öğelerin korunması, yönetilmesi ve işletilmesi için gerekli bütün önlemleri alır (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 16).
11- Ticari İşletme Rehnin Son Bulması
Fer’i bir hak olan ticari işletme rehni, temin ettiği alacağın son bulmasıyla ortadan kalkar. Bu durumda ticari işletme sahibi, sicildeki rehin kaydının silinmesini alacaklıdan isteyebilir. Alacağın son bulmasına rağmen alacaklı terkin talebinde bulunmaz ise, işletmenin sahibi, işletme rehnin ortadan kalktığını gösteren kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanarak rehin kaydının silinmesini isteyebilir.
Alacaklının, gaip veya ikametgahının meçhul bulunduğu veya alacağını alarak rehni çözmekten kaçındığı hallerde, borçlu vadesi gelmiş borcunu icra dairesine yatırarak, tetkik merciiden rehin kaydının terkine karar verilmesini de isteyebilir.
Rehnin kaldırıldığı, ilgili sicil memurunca, rehin kapsamındaki öğelerin varsa kendilerine özgü sicillerine ayrıca bildirilir.
Rehin konusu işletmeye ait kaydın ticaret veya esnaf ve sanat sicilinden terki üzerine rehinli alacak derhal muaccel hale gelir. İşletmenin, sicilden terkin edildiği, sicil memuru tarafından alacaklıya duyrulur. Alacaklı bu duyuru tarihinden itibaren iki ay içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlamalıdır; aksi halde rehin hakkı son bulur. Bundan sonra alacak, ancak genel hükümlere göre takip olunabilir (Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 18).
Ticari İşletme Rehni Kanunun uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklarda; İlgili işletmenin tescil olunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemeleri görevli ve yetkilidir.
12- Ticari İşletme Rehnine İlişkin Yargıtay Kararı
Bir ticari işletmenin faaliyetine tahsis edilen şeyler, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça işletmeye dahil unsurlar olar kabul edilir. Davalılara ait devir sözleşmelerinde, özel hat ile telefonun hariç tutulduğu yazılı bulunmadığına göre, artık bunların işletme ile birlikte davalılara devredildiğini kabul etmekte zorunluluk vardır. Bu nedenle, davalıların özel hat ile telefonu kullanmadıkları yolundaki savunmaları geçerli olamayacağından, devirden sonra meydana gelen borçtan, sorumlu tutulmaları gerekir.
Olayda gazetenin evvelki sahibi, işletmeyi bütün hak ve borçları ile devtermiş olmakla Borçlar Yasasının 179'uncu maddesindeki koşullar gerçekleştiğinden davalıların eğer varsa devirden önceki özel hat ve telefon borcundan dahi sorumlu olmaları lazımdır.
13- Kaynakça
Sabih Arkan “Ticari İşletme Hukuku”
Mehmet Ayan “Eşya Hukuku”