Ceza muhakemesinde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uzlaşmanın usul ve esasları, CMK ve Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte belirlenmiştir. Dolayısıyla uzlaşmanın hukuki mahiyeti ve sonuçları hakkındaki bilgilere ilgili mevzuat vasıtasıyla ulaşılabilecektir. Ancak uzlaşma kurumuna, neden ihtiyaç duyulduğu, uzlaşma sürecinin yürütülmesi ve başarıyla tamamlanabilmesi için pratik olarak neler yapılması gerektiği ile sürecin başarıyla tamamlanması durumundaki pratik sonuçlara ilişkin bilgiler mevzuatta sınırlı olarak yer almaktadır. Çalışmamızın konusunu bu sorulara verilebilecek cevaplar oluşturmaktadır.
1-) Genel Olarak
Ülkemizde ve diğer birçok dünya ülkesinde uygulanan “klasik veya geleneksel ceza adaleti” olarak adlandırabileceğimiz sisteme göre muhakeme; mevzuatta belirtilen yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenmesiyle başlar. Yapılan soruşturma neticesinde suç işlendiği yönündeki şüphenin yeterli düzeye ulaşması durumunda; dosya iddia makamı olan savcılıktan karar makamı olan mahkemelere geçer. Böylelikle soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. Kovuşturma aşaması ise yapılan yargılama neticesinde verilen hükmün kesinleşmesiyle sona erer.
Kısaca açıklanan günümüz ceza adalet sisteminde suçu işlediği iddia edilen fail ve bu suç nedeniyle zarara uğradığı iddia edilen mağdur, kanunların kendileri için çizdiği sınırlar içerisinde pasif rollerdedirler. Zira yukarıda belirtildiği üzere gerek soruşturmayı gerekse de yargılamayı kanunen belirlenmiş merciiler yürütmektedir. Buna göre yargılama ile cezalandırma hak ve görevi devletin tekelindedir.